Soma faciasının ikinci yılında, Nilüfer Dernekler Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinlikte Ümit Kıvanç’ın madenciliği anlatan “16 Ton” isimli belgeseli izlenime sunuldu ve madencilerin de katıldığı söyleşi düzenlendi.
Söyleşide konuşan Kıvanç, “İnsanlar madene inmek zorunda bırakılıyor” dedi. Soma’da 2014 yılında yaşanan maden faciasının 2 yıldönümünde, madencilerin dramı bir kez daha gündeme geldi. Nilüfer Dernekler Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinlikte de Ümit Kıvanç’ın, madenciliği ve tarihini anlatan belgesel film “16 Ton” izlenime sunuldu ve söyleşi düzenlendi. Söyleşiye Ümit Kıvanç’ın yanı sıra madenciler de katıldı. Belgesel filmi ve maden sektörüne dair değerlendirmelerde bulunan Ümit Kıvanç, “16 Ton” belgeselinin madenciliği ve tarihini ele alan bir yapım olduğunu belirtti. Kıvanç, “İnsanları madene inmek zorunda bırakıyorsunuz ve orası ölümcül bir yer. Ölümü göze alarak, maden çıkmasını dört gözle bekliyorsunuz. Biraz insancıl ve eşitliğe dayalı bir iş ortamı olamayacağına inanıyorum. Zaten madencilik ilk tarihlerinde insanların silah zoruyla çalıştığı bir sektör” dedi.
Soma’da yaşanan maden faciasından sonra yeteri kadar ders alınmadığını söyleyen Kıvanç, “Sadece devlet veya patronlar değil, toplum da ölümleri önemsemiyor. Soma’da ölü çoktu ve biraz tepki oldu ama şu anda yine dar bir zümrenin sorunu gibi kaldı. İnsanlar oraya girmek zorunda bırakılıyor. Batı ülkeleri madenlerini kapatıyor. Taşeronlaşma ve özel sektör ihmali, riski, artırıyor. Gerçi önceden devlet tekelindeyken de bu sorunlar vardı. Ne kadar konuşulsa da sorunlar devam ediyor” diye konuştu.